62 yaşındaki Mahide Gül oğlu Mustafa Gül’e (36) böbreğini vermek için denetimlerini yaptırdığı sırada kanser olduğunu öğrendi. Böbrek yetmezliği yaşayan eşine hayata bağlayan bağış eşi Bilge Gül’den (29) geldi.
Hastanede Tıbbi Sekreter olarak misyon yapan Mustafa Gül, böbrek nakli için annesi ile birlikte İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi’ne başvurdu. Bu esnada yapılan testler sonucunda annesinde Göğüs Kanseri tespit edildi. Kanser taramalarının kıymetinde bahseden Mahide Gül, “sağlık ihmale gelmez” dedi. Gül ailesinin ameliyatı İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı ve Organ Nakli Kısım Lideri Prof. Dr. Alp Gürkan ve Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Taner Kıvılcım tarafından titizlikle takip edilerek başarılı bir formda gerçekleştirildi.
‘Sağlık ihmale gelmez’
Mahide Gül 62 yaşında Kocaeli’nde yaşıyor. Oğluna böbreğini vermek isterken kitle tespit edilen Mahide Gül, “Hastaneye müracaat nedenim oğluma böbrek vermek içindi. Böbreğimi vermek için test yaptırdım. Testlerimin sonucunda göğüste kitle olduğu ortaya çıktı. Bu vakte kadar hiçbir ağrım sızım olmamıştı. Oğlumla kanlarımız tutuyordu. Annesi olarak böbreğimi vermek istedim. Oğluma seve seve böbreğimi veririm dedim. Ben varken bir diğerinin vermesini istemedim. Lakin o da olmadı. Kitle çıktıktan sonra gelinim böbreğini vermek istedi. Onunki de tutuyordu. Sağlımıza hiç dikkat etmiyoruz. Ne vakit durumumuz ağırlaşsa o vakit gidiyoruz hastaneye. Mümkünse bütün bayanlar taramalarını yaptırsınlar, ihmal etmesinler. Sıhhat ihmale gelmez” dedi.
‘Organlarımız yaşama bahtı olan vücutlarda hayat bulsun’
2 çocuk annesi Bilge Gül (29) Kocaeli’nde yaşıyor. Eşi ile kusursuz uyumlu olduklarını lisana getiren Bilge Gül, “Ameliyat olması gerektiği yakın vakitte aşikâr oldu. Annesi böbreğini vermek istedi ancak annesinde kitle çıkınca, ben istekli olarak eşime böbreğimi vermek istedim. Böbreğimi vermemde hiçbir mahzur yoktu. Her şey çok hoş uyumluydu. Süreç çok süratli ilerledi. Ameliyat sonrasında hiçbir meşakkat yaşamadık. Hastane grubu, Alp Beyefendi, Dilek Hanım, Taner Beyefendi hepsi bizimle ilgilendi. Sıkıntı bir süreç fakat biz çok kolay atlattık. Organ bağışı çok kıymetli. Ülkemizde kadavradan nakillerin artması gerekiyor. Kadavra ile ilgili de insanların bilinçlenmesi gerekiyor. Toprak değil de can olsun, organlarımız yaşama bahtı olan bir diğerinde hayat bulsun” diyerek hislerini lisana getirdi.
Covid geçirdikten sonra böbrek nakli olması gerekti
Ameliyattan sonra her şeyin düzgüne gittiğini söyleyen Mustafa Gül (36) “Gebze’de sıhhat kuruluşunda tıbbi sekreter olarak vazife yapıyorum. En büyük sorunlarımdan bir tanesi; çalıştığım ortamın enfeksiyona çok müsait olmasıydı. Bu hastalığı birinci olarak 2004 yılında fark ettik. Lakin o yıllarda durumumun nakil gerektirmediği söylendi. Sürecim son 3 aydır farklı hastanelerde de takip ediliyordu. Bu süreçte Covid geçirdim. Kreatinin bedellerim yükseldi. Gittiğim yer de bu kıymetler ile artık nakil yapılması gerektiği söylendi. Covid geçirdikten sonra bu süreci hızlandırmam gerekti. Böylece nakil sürecine başladık. Kim böbrek verecek dendiğin de annem çabucak istekli oldu. Zati annem daima gönüllüydü. Keza eşim de o denli. Daha sonra İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi’ne geldik. Burada Organ Nakli Koordinatörü Dilek Hanım ile görüştük. Annemden alınması doku ahengi nedeni ile daha olumlu görüldü. Testlerimiz yapıldığında annem de kitle olduğu görüldü. Bu durum bizi çok üzdü. Biz annemin tedavisine öncelik vermek istedik, annem ise bana. Annemin kitlesi alındı. Daha sonra eşim için ahenk araştırıldı. Böbrekler uyumluydu. Hastane grubu süratli bir halde süreçleri tamamladı. Ameliyat sürecimiz çok hoş geçti. Çok süratli bir formda toparladık. Eşimle dışarı çıkıp yürüyüşler yapıyoruz. Annemin durumu da yeterli. Bu süreçte bizlere yardımcı olan hastane grubuna teşekkür ederiz” sözlerinde bulundu.
Kanser ayrıntılı taramalar ile erken devirde teşhis edilebilir
Önce Prof. Dr. Alp Gürkan, Dr. Öğr. Üyesi Ferhat Ferhatoğlu ve Dr. Öğr. Üyesi Taner Kıvılcım’dan oluşan nakil grubu ile Mustafa’nın böbrek nakli ameliyatı bir hafta sonra da Dr. Öğr. Üyesi Taner Kıvılcım tarafından annenin göğüs kanseri ameliyatı gerçekleştirildi. Böylelikle Mustafa diyalize girmekten annesi de göğüs kanserinden kurtulmuş oldu. Süreçleri başarılı ile gerçekleştiren Kıvılcım, “Son devir böbrek yetmezliği olan ve nakil olmaması halinde diyalize başlayacak olan Mustafa’ya annesi böbreğini vermek istedi. Annesinin uygun bir aday olup olmadığına dair ayrıntılı inceleme başlattık. Bu incelemeler esnasında çekilen mamografide kuşkulu bir görünüm saptanması üzerine ileri kıymetlendirme yaptık. Yapılan biyopsi sonucunda göğüs kanseri saptanan annenin böbrek donörü olmasının uygun olmadığı ayrıyeten göğüs kanseri tedavisine başlanması gerektiğini anlattık. Annenin uygun aday olamaması üzerine Mustafa’nın eşi böbrek donörü olmak istedi. Yapılan ayrıntılı değerlendirmede Bilge Hanım’ın böbreğini eşine vermesine bir mahzur olmadığını gördük. Böylece nakil ameliyatını gerçekleştirdik. Vericileri çok yeterli taramalardan geçirdiğimizden ötürü daha kanser ele gelmeden evvel çok erken safhada yakalanarak tedavisi sağlandı. Vericiler bizim için çok kıymetli onun için çok ayrıntılı bir incelemeden geçiriyoruz. Birtakım vericilerin hastalıklarını daha o fark etmeden saptayıp gerekli tedavilerini yapıyoruz” açıklamalarında bulundu.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
