KENDİNE HAS İMGELERİ İÇİNDEKİ IŞIK KIRILMALARI SEBEBİYLE KAYDEDİYOR

Teleskobun kaydettiği imgelerde galaksinin uçsuz bucaksız yapısı ve pırıl pırıl parlayan yıldızlar yer alıyor. İşte daha yakın noktada bulunan ve daha parlak yapıda olan yıldızlar James Webb’in kadrajına girdiğinde altı büyük iki de küçük olmak üzere sekiz parlayan ucun gözükmesine neden oluyor.

Burada aygıtın yapısında kullanılan ayna ayrıntısı dikkat çekiyor. Zira daha evvelden teleskoplarda kozmosun derinliklerine inebilmek için mercek kullanılıyordu. Gelişen teknoloji ile artık aynalar kullanılıyor. Kaydedilen manzaralarda ise ışık evvel birincil aynaya daha sonra da ikincil olana yansıyor. Bu yansıma ise kaydedilen manzaraya parlayan uçlar olarak yansıyor.

JWST’nin kendine has yapısı bulunuyor. Birincil aynası kısımları ayrılmış durumda. Kırınım özellikleri de 18 altıgen modülden oluşuyor.

Öyle ki teleskobun ikincil aynası dairesel bir yapıda olup üç dikme tarafından tutuluyor. Dikmeler ise kırınım olarak bilinen manzaraların oluşmasına neden oluyor. Her bir dikme 90 derecelik açıyla iki sivri çıkıntı üretiyor.

Burada tercih edilen tasarım oluşan imgeleri de etkiliyor. Yani JWST’ye mahsus bir tasarım ve materyal kullanımı tercih edildiği için sonuçta oluşan imajlar bu biçimde görünüyor.